Cumartesi, Mayıs 07, 2011

8 Mayıs Dünya Talasemi Günü


Talasemi Dayanışma Derneği Hatay Şubesi (TADAD) ile Hatay İl Sağlık Müdürlüğü görevlileri, talasemi günü nedeni ile bir dizi etkinlikler yapmaya başladılar. 7 Nisan 2011 tarihinde Hatay İl Sağlık Müdürlüğü toplantı salonunda tanıtımı yapılan proje çerçevesinde bugüne kadar yaklaşık 60 çift taşıyıcı aile gezilmiş olup, projede aktif olarak çalışan sağlık personelleri tarafından birebir eğitimler verilerek doğum öncesi erken tanı, genetik danışmanlık çocuk doğurma, hamilelik ile ilgili eğitimler verildi, ve hastalığın önlenebilirlik boyutu anlatıldı.

http://www.antakyagazetesi.com/News2.asp?NewsID=32867
http://www.gapha.com.tr/haberdetay/1936/hatay%E2%80%98da-talasemi-hastaligi-hakkinda-bilgi-verdiler.asp

Talasemi Federasyonu websitesi:
http://talasemifederasyonu.com.tr/

Perşembe, Mayıs 05, 2011

Cengiz Çandar'ın Suriye Analizi Üzerine


II'nci Suriye Muhaberat Cumhuriyeti

Geçtiğimiz günlerde Cengiz Çandar Radikal'de Suriye'deki yönetimin yapısal özellikleriyle ilgili bir yazı kaleme aldı. Yaptığı analiz içerisinde Arap Alevi kelimesini (kendisi Nusayri-Alevi demeği tercih etmiş) toplam 10 kere, mezhep/mezhepdaş kelimesini 3 defa telaffuz ediyor. Analizinin temel tabanını, Suriye'deki demokratik yapının önündeki en büyük engelin istihabarat teşkilatının sistemdeki aşırı gücü, ve bu gücün de doğrudan Alevi mezhebi üzerine kurulu olması argümanı oluşturuyor.

Bu analiz peki niçin, Tunus, Mısır, Libya, Fas, Yemen, Bahreyn, Suudi Krallığı, Ürdün ve diğer tüm Arap coğrafyasındaki diktatörlükleri açıklarken yine mezhep tabanlı bir analiz olarak karşımıza çıkmıyor? Ortadoğu'daki diktatörlükler ve otokratik rejimler, güçlerini 1960'larda belirgin bir şekilde ortaya çıkmış askeri yönetimlerden (farklı şekillerde yansımaları Türkiye'de de görüldü) ve bu yönetimlerin soğuk savaş konjektüründe kazanmış oldukları dış desteklerden aldılar. Fakat artık 1960'ların uluslarası paradigması Ortadoğu coğrafyasında geçerliliğini yitirmiş durumda. Bu yüzden kısa vadede önümüzdeki 50 yılı şekillendirecek değişmelere tanık olacağız.

Cengiz Çandar'ın analizi, tüm bu değişkenleri bir kenara bırakıp mevcut siyasal tabloyu oldukça ucuz ve derinlikten tamamen yoksun bir şekilde, tek bir faktörle açıklamak istemekte, tüm yapısal tıkanıklığı bir tek mezhep faktörüne indirgemekte, ve Alevileri adeta günah keçisi olarak hedef tahtası haline getirmekte. Amerika'nın Irak'ta demokrasi adına sınırlarını mezhep ve etnik ayrıma dönük çizdiği siyasi haritanın bölgenin siyasi kültürüne neler kazandırdığını gördük... Cengiz Çandar'dan bölgeyi iyi tanıyan bir gazeteci olarak demokratik resmi ön plana çıkaran, demokrasinin dinamiklerini tüm halkların ufkunu açacak daha sağlıklı reçetelerle kaleme almasını bekliyoruz.